İnsan hakları insanın salt insan olması nedeniyle sahip olduğu, bireyin kişiliğini ve onurunu korumayı amaçlayan evrensel ilke ve kurallar bütünüdür. İnsanlığın savaş, katliam ve soykırımlar sonucu deneyimlediği acı olaylardan sonra bu acıların bir daha yaşanmaması için insanlık ailesi “insan hakları” dediğimiz bu üstün ahlaki normlar konusunda fikir birliğine varmıştır. İnsanlık birikiminin yarattığı evrensel ilkeler ve metinler devletler başta olmak üzere toplumun her organı ve tüm bireylere uluslararası sözleşme, bildirge vb. metinlerle belirlenen insan haklarına saygı göstermelerini yükümlemektedir.
Yaşam hakkı başta olmak üzere işkence ve kötü muamele, adil yargılanma, seçme ve seçilme hakları gibi en temel insan hakları ihlallerinin devam ettiği görülmektedir. Barolar başta olmak üzere insan hakları örgütlerinin raporları kişilere yönelik işkence ve kötü muamele vakalarında artış olduğunu göstermektedir.
Yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele gibi ihlallerinin artmasının önlenmesi için etkin soruşturma yürütülmeli ve failler cezasız bırakılmamalıdır. Bu sayede bu suçların işlenmesi önleneceği açıktır. Aksi durumda Kolluk idari ve adli olarak sorumlu tutulmayacağını, haklarında açılacak soruşturmalarda kendileri aleyhine bir sonuç çıkmayacağını düşündüğü takdirde bu suçlar daha yoğun ve ağır bir şekilde işlenmeye devam edecektir.
Seçme ve seçilme hakkına yönelik ihlaller de artarak devam etmiştir. Seçilmiş belediye başkanları ile diğer seçilmişler yıllar önceki soruşturmalar gerekçe gösterilerek görevden alınması ve yerlerine kayyımlar atanması demokratik toplumlarda istisna olması gereken bu uygulamalar, yaygınlaştırılmış ve seçme- seçilme hakkı ihlal edilmiştir.
Adil yargılanma hakkı demokratik bir hukuk devletinde olmazsa olmaz bir haktır. Bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşturulması için Yargı Reformunda etkin adımlar atılmalıdır. Ulusal ve taraf olduğumuz evrensel hukuk ilkelerine göre hareket etmesi gereken yargı makamları AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayacak duruma gelmişlerdir. Siyasi partiler ve yürütme makamı bağımsız ve tarafsız yargıyı etkileyecek açıklamalardan kaçınmalı, yargı makamları da bu açıklamaları görmezden gelerek hareket etmelidirler. Kişiler hakkında soruşturma açılıp açılmaması ve tutuklu kalıp kalmamaları yönünden mahkemeleri etkileyecek açıklamalardan herkes kaçınmalıdır.
Adil yargılamayı sağlayacak temel unsurlardan bağımsız savunma makamı olan Avukatlar ve baroların yargıdaki etkisi artırılmalı ve savunmayı sağlayan avukatların bağımsızlığına müdahale edilmesinden kaçınılmalıdır. Görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle savundukları kişi ve örgütlerle özdeşleştirilerek avukatlar hakkında soruşturmalar davalar açılmak suretiyle savunma makamının bağımsızlığına müdahale edilmektedir. Savunma makamı olmadan yargılamanın bir anlamı olamayacağını, savunma yaptıkları için yargılanan meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu belirtiyor ve “avukatlar savundukları kişilerle özdeşleştirilemez, savunma yapmak suç değildir” diyoruz.
Demokratik bir hukuk devletinde olması gereken en temel haklardan birisi de ifade özgürlüğüdür. İfade özgürlüğü herkesin hoşuna giden ve genel kabul gören düşüncelerden ziyade genel görüşe aykırı hoşa gitmeyen düşüncelerin ifade edilme olanaklarının yaratılmasıdır. İfade özgürlüğü ve hoşgörünün olmadığı toplumların ilerlemesi ve demokratikleşmesi mümkün değildir. Nefret söylemi ve şiddet içermeyen her türlü düşünce açıklamalarının yapılmasının yasal güvencesi oluşturulmalı ve bu ifadeler yüzünden tehdit edilen kişi ve kurumların güvenliği sağlanmalıdır.
Türkiye’de insan haklarının tam ve işler kılınması için;
➢ AİHM ve Anayasa Mahkemesinin kararları derhal uygulanmalı ,hasta tutukluluların infazı durdurulmalı ve derhal tahliye edilmelidirler.Mahkemelerce verilen Beraat ve Takipsizlik kararlarının varlığına rağmen ,bu kararlar göz ardı edilmek sureti ile oluşturulan İdari mağduriyetler ve keyfi uygulamalara son verilmelidir.
Kürt sorunu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmelidir. Bunun için siyaset kurumlarına alan açılmalıdır.
➢ Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanmalı ve yargıyı etkileyecek açıklamalardan yürütme ve siyasi partilerin kaçınılması gerekmektedir. Yargının gerçek görevi olan adaletin herkese eşit şekilde uygulanmasının sağlanması gerekir.
➢ İnsan hakları örgütleri ve baroların ağır insan hakkı ihlali iddiasının bulunduğu davalar ile kadın ve çocukların haklarının korunması gereken davalarda mağdurların haklarını etkili bir şekilde kullanmaları için müdahil olmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
➢ Savunma makamını temsil eden avukatlar üzerindeki baskı sonlandırılmalı ve etkin bir savunma makamının diğer yargılama makamları karşısında eşit şartlarda savunma yapmasının yasal zemini oluşturularak savunma makamı güçlendirilmelidir.
➢ Kadına yönelik şiddetin sonlandırılması için İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerdeki yükümlülükler ivedilikle yerine getirilmedir.
➢ Anayasada ifade edilen insan haklarına saygılı demokratik bir hukuk devletinin yaşam bulması insanlığın ortak ahlaki ve hukuki değeri olan insan hakları bilincinin yaygınlaşması için mücadele etmeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz.