26 Ekim 2013 Cumartesi günü Doğu ve Güneydoğu Bölge
Baroları Toplantısı Urfa'da yapıldı. Şanlıurfa Barosu'nu ev sahipliğinde Hilton
Garden İnn toplantı salonunda yapılan toplantı saat 11:00 da başlarken
toplantıya Şanlıurfa, Batman, Van, Diyarbakır, Siirt, Şırnak, Tunceli, Bingöl,
Bitlis, Ağrı ve Mardin Baroları katıldı.
Toplantıda Demokratikleşme Paketi, Bölgedeki Güncel Sorunlar ve İnsan Hakları
İhlalleri konuları görüşülürek toplantı sonunda basın mensuplarınında katılımı
ile bir sonuç bildirgesi yayınlandı.
Yayınlanan sonuç bildirgesi şu şekilde;
BASINA VE KAMUYOYUNA
Aşağıda imzası bulunan Doğu ve Güneydoğu Bölge Barolarının Şanlıurfa’da yaptığı
toplantıda gündemde bulunan hukuki, mesleki ve diğer bir dizi konu ele alınmış,
varılan sonuçları kamuoyuyla paylaşma gereği duyulmuştur.
1. Öncelikle “çözüm süreciyle” birlikte başlayan
çatışmasızlığın bölgemizde ve ülke sathında yarattığı rahatlama ve beklentinin
önemi ile mutlaka devamının gerektiğinin altını çizmek istiyoruz. Çözüm
sürecinin siyasi kaygılardan uzak ahlaki bir zeminde sürdürülmesi gerekir.
Türkiye toplumunu yakından ilgilendiren bu meselede siyasi partilere ve
STK’lara önemli sorumluluk düştüğü kanaatindeyiz. Çözüm çabalarının, ülkenin
peş peşe gireceği yerel, cumhurbaşbaşkanlığı ve genel seçimlerin atmosferinden
etkilenmeden sürdürdürülmesi gerektiğini, bunda çözümü sürdüren aktörlere büyük
görev düştüğünü, aktörlerin süreci akamete uğratacak üslup ve tehdit dilinden
uzak durmalarının hayati önem arzettiğini hatırlatmak istiyoruz.
2. Bununla birlikte, açıklanan paketin atılacak adımlara dair
niyetleri ve çerçeveyi gösteren bir açıklama niteliğinde olduğunu dikkatten
kaçırmadan, belirtmek istiyoruz ki; açıklanan son “Demokratikleşme Paketi”
bölge insanında ve kamuoyunda oluşan beklentileri karşılamaktan uzaktır. Bu
bakımdan demokratikleşme paketinin bölge insanında hayal kırıklığı yarattığını
da ifade etmek istiyoruz. Tarihsel bir yaklaşım olarak Osmanlı’dan beri
sorunları zamana yayarak çözme yaklaşımı, kamuoyunda samimiyet sorgulanmalarıyla
birlikte çözümsüzlük kaygılarını da beraberinde getirmektedir.
3. Kürt sorununun çözümü noktasında irade beyan eden
hükümetin demokratikleşme ve çözüm süreci bağlamında yaptıklarını önemsemekle
birlikte, paketin aksine anadilde eğitim hakkının eşitlik hukuku temelinde kamu
okullarında devlet tarafından yerine getirilmesi gerektiğini ve bu durumun
Anayasal güvenceye bağlanmasının; İnsani, ahlaki ve hukuki bakımdan zorunlu
olduğunu tekrar vurgulamak istiyoruz.
4. Demokratikleşme paketinden kamuoyunun beklentileri
arasında yer alan farklı inanç ve grupların, özellikle de Alevilerin
Cemevlerinin statüleri hakkında irade ortaya konulmamasının ciddi hayal
kırıklığı oluşturduğunu vurgulamak istiyoruz.
5. Bilindiği üzere çözüm sürecinin nihai hedefi Kürt sorununu
çözmektir. Ancak Rojava ve Türkiye sınırları içerisindeki akraba Kürtler
arasında örülen ve adeta Berlin Duvarını andıran sınırdaki duvar inşası çözüm
sürecine aykırı yönde ilerleyiş anlamına gelmektedir.
6. Sanıkları devlet görevlisi olan bazı faili
meçhul cinayetlerin faillerinin yargılandığı davalar “güvenlik gerekçesiyle”
binlerce kilometre uzakta bulunan illere nakledilmektedir. Davaların güvenlik
sorunu olmamasına rağmen bu şekilde Fıratın batısına nakledilmesinin sanıkların
adaletten kaçırılması anlamına geldiğini ve bu uygulamanın sorumluluğunun
Adalet Bakanlığına ait olduğunun bilinmesini istiyoruz. Bu uygulamayla insan
haklarının ağır ihlalinden sorumlu olan kamu görevlilerinin suç ve cezadan muaf
tutulmasından Adalet Bakanlığı sorumludur.
Kamuoyuna Saygıyla Sunulur.26.10.2013
ŞANLIURFA BAROSU
BATMAN BAROSU
VAN BAROSU
DİYARBAKIR BAROSU
SİİRT BAROSU
ŞIRNAK BAROSU
TUNCELİ BAROSU
KARS –ARDAHAN BÖLGE BAROSU
BİNGÖL BAROSU
BİTLİS BAROSU
MUŞ BAROSU
AĞRI BAROSU
HAKKARİ BAROSU
MARDİN BAROSU