Değerli Meslektaşlarım
Şahsım ve Ağrı Barosu Yönetim Kurulu adına hepinizi saygı ile selamlıyorum.
5 Nisan Avukatlar Gününüzü en içten dileklerim ile kutluyorum. Yargının vazgeçilmez unsuru olan savunmanın bu anlamlı gününde bir arada bulunmamız ziyadesiyle önemli ve anlamlıdır.
1958 yılından bu yana her 5 Nisan tarihi “Avukatlar Günü” olarak kutlanmaktadır. Avukatlar tarih buyunca halkların ve bireylerin savunma hakkının yılmaz temsilcileri olmuşlardır. Bireysel hak ve özgürlüklerin hukuk zemininde adaletli bir şekilde kullanılmasında avukatlık mesleğinin vazgeçilmez bir yeri vardır.
Savunma örgütünün son süreçte aşırı siyasallaşması ile birlikte başka faktörlerin de etkisiyle Türkiye’ de hak ettiği saygın konumu yakalayamadığı, bu temelde avukatlara ve avukatlık mesleğine yönelik bakış açısının sorunlu olduğu, avukatların basit iddialar karşısında derhal soruşturma ve kovuşturmalara maruz kaldığı ve hatta tutuklandığı gerçekliği ile karşı karşıya kaldığımızı ifade etmek isterim. Avukatlık Kanunu’nun 1. maddesinde yer alan ve savunmanın bağımsızlığı ile avukatlık mesleğinin niteliğine vurgu yapan “Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder” şeklindeki düzenlemeye rağmen biz avukatlar, mesleğin doğasından kaynaklanan haklarımızı kullanırken bir takım zorluklarla karşı karşıya kalmaktayız. Evrensel hukuksal prensipler ışığında demokratik evrimini tamamlayamamış ülkelerin genel bir sorundur. Ancak bu sorun; hukukun üstünlüğüne inanmış, yasal ilkler ışığında hareket eden, mağdur ve mazlumun yanında yer almayı ilke edinmiş cesur hukukçuların direnişi ve varlığı ile aşılabilir inancındayım.
Değerli Meslektaşlarım
Geçtiğimiz yıllarda eksikleri olsa da toplumun geniş kesiminin desteğiyle yürütülen çözüm süreci çalışmaları ve bu eksende yapılan barış görüşmelerinin tam anlamı ile rafa kaldırılmasıyla birlikte ülkemizin içinde bulunduğu son durum biz savunma örgütünü kaygılandırmaktadır. Güvenlikçi bir anlayış ile toplumsal sorunların çözülemeyeceği noktasında hem fikiriz. Bu temelde seçilmişlerin tutuklanması ve yerelin kayyumlar üzerinden yönetilmesi anlayışı demokratik olmadığı gibi toplumsal sorunların çözümüne de hizmet etmez. Dolayısıyla güvenlikçi politikalarda vazgeçilerek toplumsal sorunları yargıya havale etmeden, yerel dinamiklerle birlikte çözüm sürecine yeniden dönülmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek isterim.
Ağrı Barosu olarak her platformda dile getirdiğimiz üzere; askeri darbenin ürünü olan, birçok kez değişikliğe uğrayan 1982 Anayasasının tümden değiştirilmesi, geniş katılımlı sivil demokratik bir anayasanın inşası kaçınılmazdır. Türkiye toplumunun demokratik anayasa ihtiyacını olağanüstü hal koşullarında ve referandum pratiği üzerinden hareketle lokal bir değişikliğe gitmek sureti ile gidermek mümkün değildir. Siyaset kurumunun herkesi kucaklayacak, geniş katılımı esas alacak demokratik bir anayasa projesi ile sahada olması dileği ile 5 Nisan avukatlar gününüzü kutluyorum.
AĞRI BARO BAŞKANI
AV.ALİ ARTUK