BASINA VE KAMUOYUNA
22 Kasım Salı günü birçok ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonlar neticesinde gözaltına alınan 33 meslektaşımız hakkında, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince 26 Kasım tarihinde örgüt üyesi olmak ve örgütü yönetmek suçlamaları nedeniyle tutuklama kararı verilmiştir.
Biz avukatlar yaşanan bu gelişmeler karşısında hukuka bağlılık temelinde endişe duymaktayız.
İmralı Cezaevinde hükümlü bulunan müvekkilleri ile yapmış oldukları görüşmeler neticesinde avukatların toplu olarak gözaltına alınması ve tutuklanması savunma mesleğinin icrasının engellenmesine yönelik bir tutumdur.
Avukatlar görevlerini yerine getirirken Uluslararası sözleşmelere ve Ulusal mevzuata uygun davranırlar. Ülke olarak altına imza attığımız ve sorumluluk üstlendiğimiz belgelerde:
1- Hükümetler; avukatların hiç bir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz bir müdahaleyle karşılaşmadan her türlü mesleki faaliyeti yerine getirmelerini sağlar.
2- Hükümetler; avukatların yurt içinde ve yurt dışında serbestçe seyahat etmelerini ve müvekkilleriyle görüşebilmelerini sağlar.
3- Hükümetler; avukatların kabul görmüş mesleki ahlak kurallarına ve görevlerine, uygun faaliyette bulundukları için kovuşturma veya idari, ekonomik veya başka tür yaptırımla sıkıntı çekmemelerini veya tehditle karşılaşmamalarını sağlar.
4- Avukatlar görevlerini icra etmeleri nedeniyle müvekkilleriyle veya müvekkillerinin davalarıyla özdeşleştirilemezler.
5- Hükümetler, avukatlar ile müvekkilleri arasında mesleki ilişkiler kapsamındaki bütün haberleşme ve görüşmelerin gizli olduğunu kabul eder ve buna saygı gösterir.
6- Herkes adil ve aleni olarak yargılanma ve kendini savunma hakkına sahiptir.
7- Tutuklanan herkesin avukatı ile görüşme hakkı vardır.
Madde madde saydığımız verilen sözler, alınan kararlar bulunmaktadır.
Suç, suçlu ve avukat arasındaki ayrım hassasiyetle gözetilmelidir. Fikri ve düşüncesi her ne olursa olsun, herkesin kendini bir avukat yardımıyla savunma hakkı tarihin karanlık çağlarına karşı aydınlanmacıların vermiş olduğu uzun soluklu mücadeleler neticesinde elde edilmiş bir kazanımdır.
Avukatların da her vatandaş gibi düşünce, ifade ve inanç hakları vardır. Verilen tutuklama kararlarının toplu bir şekildeki sonucu siyasal nedenlerin ön planda oluşuna işaret etmektedir. Amaçlanan muhalefet ve savunma arasında korku duvarları örmektir.
Ülkemizde maalesef, tutuklama mekanizması özellikle siyasal içerikli soruşturma ve kovuşturmalarda hukuksal işlevden ziyade siyasal işleve sahip olmuştur. Siyasal iktidar ve yargı, çağdaş hukuki standartları hiçe sayarak adil yargılama hakkını ihlal etmekte, ötekileşme kültürünü toplumun her kesimine yaymaktadırlar.
Çok özel güvenlik önlemleri ile tutuklu bulunan ve yapılan tüm avukat-müvekkil görüşmesinin kayıt altına alındığı bir ortamda, avukatların hukuki yardımından kaynaklı verilen bu tutuklama kararları bizler açısından kabul edilebilir nitelikte değildir.
Herkesin bir gün muhalif ve yargılanıyorsa eğer avukat yardımından korkusuzca yararlanma isteğinin olabileceği unutulmamalıdır.
Yapılan yanlıştan biran evvel dönülmesi umuyor. saygılar sunuyoruz….
Ağrı Barosu Yönetim Kurulu Adına
Ağrı Barosu Başkanı
Avukat Heval Sinan ARAS