28.06.2013 tarihinde Diyarbakır ilinin. Lice İlçesine bağlı Kavacık köyünde yapımına devam edilen "Kalekol" inşaatına yönelik protesto girişiminde bulunan göstericilere, jandarma görevlileri tarafından hedef gözetilerek, doğrudan doğruya ateş edilmiş ve bu ateş sonucunda (1) gösterici yaşamını yitirmiş (9) gösterici de yaralanmıştır.
Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin 2, maddesinde vurgulandığı üzere " Herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır." Yaşam hakkının ulusal ve uluslar arası güvencesi bu kadar net ve açık iken, Jandarma görevlileri bu ilkeyi hiçe yasayarak (1) göstericinin ölümüne (9) göstericinin yaralanmasına yol açmış ve bölgede karamsar bir havanın oluşmasına zemin hazırlamıştır. Jandarma görevlilerinin pervasızca silah kullanma, vatandaşlarımızın ölümüne ve yaralanmasına yol açan bu eylem kınanmalıdır.
Türkiye; siyasal ve toplumsal sorunlarla yüzleşme adına çok hassas ve ciddi bir süreçte geçmektedir. Bu süreçte Kürt Siyasal Hareketi ve silahlı unsurları ateşkes ilan etmiş, sınır dışına çekilme sürecini başlatılmıştır. Tüm Türkiye sathında “Akıl İnsanlar Heyeti" oluşturulmuştur. Heyetin kamuoyunun nabzını yoklama, barış/çözüm sürecini aktarma, toplumun farklı kesimlerinin taleplerini kayda geçirme, bu hususu da rapor tanzim etme ve bu doğrultuda bir tartışma zemini yaratma fırsatı sunmuş iken; Lice de meydana gelen bu vahim olay, bölgeyi ve bölge insanım olumsuz yönde etkilemiştir. Ancak "Lice Olayının" Cumhuriyetle yaşıt olan bir meselenin çözümü noktasında atılan bu tarihi adımları gölgelemesine asla izin verilmemelidir.
Demokrasi hoşgörü ve tahammül edebilme değerlerini içeren bir rejimdir. Siyasal irade/siyaset kurumu demokratik değerlerin içselleşmesi ve tahammül kültürünün yerleşmesi adına protesto hakkı başta olmak üzere, her kesimin demokratik taleplerine karşı saygılı, ölçülü ve müsamahalı olmalıdır. Demokratik talepleri/istemleri dışta laya n bir siyasi yapının hata yapma olasılığı yüksek olduğu gibi; Türkiye' nin tarihi siyasal toplumsal ve hukuksal meselelerini çözmesi beklenemez.
Bu bilinçle hareketle Lice de meydana gelen bu vahim olayın sorumlularının derhal tespit edilerek aydınlatılması gerekmektedir. Etkin, tarafsız, kolluk görevlilerini koruyan bir anlayışta uzak, adli ve idari soruşturma yapılmalı ve yargısal açıdan ikinci bir Roboski vakası yaşanmamalıdır.
Akil İnsanlar Heyetinin tespitleri de dikkate alınarak sürece ilişkin yol temizliği yapılmalı ve bu kapsamda yasal düzenlemelerin derhal hayata geçirilmesi için çaba sarf edilmelidir. Bu kapsamda Ağrı Barosu olarak Lice olayının takipçisi olacağımızı ve soruşturmada mağdurlarının yanında yer alacağımızı kamuoyuna bildiririz.
AĞRI BARO BAŞKANI
AV.ALİ ARTUK