PATNOS L TİPİ CEZA İNFAZ KURUMU'NA İLİŞKİN 4 AYLIK HAK İHLALLERİ RAPORU
Tarih: 12.04.2023 | Okunma Sayısı: 1635

PATNOS L TİPİ CEZA İNFAZ KURUMU

4 AYLIK HAK İHLALLERİ RAPORU

OCAK - ŞUBAT – MART - NİSAN  (2023)

 

A. GİRİŞ

Ağrı Barosu Cezaevi ve İşkenceyi Önleme Komisyonu, Patnos L tipi Ceza İnfaz Kurumunuaylık olarak ziyaret ederek hapishanedeki yapısal ve genel sorunların yanı sıra mahpusların maruz kaldığı hak ihlallerini tespit etmekte ve bu ihlalleri raporlaştırarak dörder aylık periyotlarla kamuoyu ile paylaşmaktadır.

İşbu raporPatnos L tipi Ceza İnfaz Kurumunun 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında yaşanan genel hak ihlalleri ile birlikte hapishane idaresinden kaynaklı hak ihlallerine ilişkin durumun kamuoyuna aktarılması amacı ile kaleme alınmıştır.

B. AMAÇ VE YÖNTEM

Raporun amacı; Hapishanelerde yaşanan Temel hak ve hürriyetlere ilişkin ihlallerin tespiti, yetki ve sorumluluğu olan merci ve kurumların bu ihlallerin sonlandırılmasına yönelik harekete geçmelerini sağlamak, ihlallere ilişkin etkili soruşturma yürütülmesine katkı sağlamak ve kamuoyunun dikkatine sunmaktır. Bu raporda avukatlar tarafından hapishanelerde gerçekleştirilen ziyaretler dışında mahpusların aileleri ile yapılan telefon görüşmelerinden ve mahpusların avukatlarına gönderdikleri mektup ve fakslardan edinilen bilgiler kullanılmıştır. Gerek mahpusların akrabaları tarafından gerekse mahpuslar tarafından Baroya gönderilen telgraflarda kendilerine karşı gerçekleşen hak ihlallerinin olduğu iddiası üzerine Ağrı Barosu Cezaevi ve İşkenceyi Önleme Komisyonu tarafından Patnos L tipi Ceza İnfaz Kurumunun 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarındamahpuslarla çeşitliziyaretler gerçekleştirilmiştir. İşbu görüşme içerikleri aşağıda yazılı başlıklarla rapor haline getirilmiştir.

C. CEZAEVİ ZİYARETLERİ, GÖRÜŞMELERDE AKTARILAN HAK İHLALLERİ

  • 1-HASTANE SEVK VE REVİR
    • Patnos cezaevi revirinde doktor bulunmadığı,
    • Çeşitli ağır hastalıkları bulunan ve bu hastalıklar sebebiyle hastaneye sevk edilmesi gereken mahpuslarınhastaneye sevk sevklerinin çok güç olduğu,
    • İlaveten hastaneye sevk halinde ise insan haklarına aykırı bir şekilde ağız içi aramalarının yapıldığı, bu aramayı reddedenlerin hastaneye götürülmediği gibi haklarında disiplin soruşturması başlatıldığı,
    • Sürekli ağız kontrolü yapıldığını, kontrollerin çıplak el ile eldiven takılmadan gerçekleştirildiğini, dişlerinin zarar gördüğünü, ağız kontrol usulünün güvenlik önleminden ziyade işkence aracı olarak kullanıldığı, sebeple de gayrı insani bir şekilde yapılan ağız içi kontrol uygulamasına maruz kalmamak amacıyla ağır durumda hasta olanların olmasına rağmen hastaneye gitmek istemedikleri, kaldı ki zaten doğru düzgü bir revir uygulamasının da olmadığı,

      bundan kaynaklı çok mahpusun ciddi ağız içi ve diş dökülme-çürüme problemi yaşadığı,

    • Cezaevinin sebep olduğu diş ve ağız içi hastalıkları ve diğer hastalıkları için hastaneye sevk talebinde bulunmasına rağmen sevkin sağlanmadığı
    • R.A ile yapılan görüşmede kronik akdeniz adında hastalığının bulunduğunu ve işbu hastalık sebebiyle iğne kullanmak zorunda olduğunu fakat iğnelerinin vurulması için yaklaşık 6 ay beklediğini,
    • Aynı şekilde kronik rahatsızlığı ya da diğer hastalıkları için hastaneye sevk talebinde bulunmasına rağmen 3-4 aydan önce sevk alınma ihtimalinin bulunmadığı,
    • Sevk tarihleri geldiğinde ise aynı şekilde görevli askerler tarafından ağız kontrolü yapıldığı,yapılan kontrollerin amacının dışına çıktığı ve ağız kontrol usulünün askerler tarafından güvenlik önleminden ziyade işkence aracı olarak kullanıldığı aktarılmıştır.
  • 2-CEZAEVİ İDARESİNİN VE BAŞ MEMURLARIN PROVAKATİF YAKLŞIMLARI
    • Cezaevi personellerinin mahkûmlara karşı kışkırtıcı tavır sergiledikleri; neticesinde mahkûmların aksi hareketlerde bulunmasını sağlayarak müdahalede bulundukları,
    • Provakatif yaklaşımlarla birkaç gün ara ile oda baskınlarının olduğu ve bu esnada eşyalarının tamamının dağıtıldığı, eşyalarına zarar verildiği, arama esnasında arama yapan memurlarca maket bıçakları ile nevresimlerinin kesildiği,
    • Cezaevi yönetiminin yakın zamanda aynı koridordaki bazı koğuşları boşalttığını, bilinçli olarak yan koğuşlara özellikle tecavüz, istismar suçlarından hükümlü/tutuklu olan adli kişileri alarak kendilerinin yaşam hakkını ve ruhsal sağlıklarını kasten tehlikeye koydukları,
    • Baş memur ile birlikte hazır kuvvet ten sorumlu memurun kendilerine karşı fiziksel ve psikolojik baskı yaptıklarını ve bahse konu kişilerin “ESAT OKTAY’INYARIM KALMIŞ HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ''şeklinde beyanlarının olduğu,
    • Diğer memurların kendilerine önyargılı yaklaştığını ve hatta gardiyanların tedavi esnasında doktor ile kendileri arasına girdikleri ve kendilerini aşağıladıkları için tedavilerinin sekteye uğradığı,

     

    • Diğer koğuşlarda bulunan tanıdık mahpuslar ile selamlaşma durumlarının tespit edilmesi durumunda çok uzun süre boyunca hücre cezasına çarptırıldıkları ve bazı arkadaşlarının sakallarının zorla kestirilmeye çalışıldığı aktarılmıştır.
  • 3-AÇLIK GREVLERİ
    • Mahpusların mevcut hak ihlallerine karşı 24 Ocak 2023 tarihinde dönüşümlü açlık grevine girdikleri, bu açlık grevlerinin Maraş merkezli depremden kaynaklı olarak 8 Şubat 2023 tarihinde sonlandırıldığı aktarılmıştır.
  • 4-SÜRGÜNLER
    • Cezaevinde son dönemde sürgün olaylarının yaşandığı, yaşanan sürgünlerin keyfi kararlar sonucu gerçekleştiği, son dönemde yaklaşık 20 kişinin sürgün edildiği tarafımıza aktarılmıştır.
  • 5-SOSYAL AKTİVİTE
    • Pandemi nedeniyle kaldırılmış olan sosyal aktivitelere devam edilmediği, cezaevinin kapalı spor salonunun bulunmasına rağmen ancak mahkûmların baskısı sonucunda ayda bir kez futbol maçı yapılmasına izin verildiği
    • Ayrıca spor dışında sanatsal faaliyetlere ve atölyelere izin verilmediği,
    • Cezaevi yetkililerinden sanatsal, sosyal etkinlikler talep ettiklerini fakat taleplerin keyfi yerine getirilmediğini;
      • Resim kursu taleplerine karşı herhangi bir işlem yapılmadığı
      • Kitap sayısının 6 adetle sınırlandırıldığı bu kapsamda dil öğrenmek için istedikleri kitaplarında 6 adet sınırı içinde sayılması
      • Bandrollü kitapların dahi yasak kapsamında keyfi olarak alınması aktarılmıştır.
  • 6-AĞRILAŞTIRILMIŞ HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILAN MAHPUSLARA UYGULANAN TECRİT
    • Ağırlaştırılmış hapis cezası ile hüküm giyen mahkûmların sosyalleşmesinin önüne geçilerek günde sadece bir saat tek başına havalandırmaya çıkmalarına izin verilmektedir. Aynı şekilde bu kişilerin sosyal aktivitelere de katılmalarına izin verilmemektedir.
    • 25 yıldan fazla hükümlü olan mahpus olan A. E. son 5 yıldır 2 kişilik koğuşta tutulmaktadır. Diğer mahkumlarla görüşmelerine izin verilmemekte adeta tecrit uygulanmaktadır.
  • 7-AİLE ZİYARETLERİ
    • Mahpusların aileleri tarafından yapılan ziyaretlerinde yeni uygulama ile çocuk dâhil en fazla 5 kişinin kabul edildiği, (Eski uygulama ile 6 yetişkin + çocuk şeklindedir.)
    • Özellikle örgüt suçlarından olan mahpusların aileleri ile yapmış oldukları açık görüş zamanının resmiyette 90 dakika olmasına karşın idarece bu sürenin keyfiyetle 45-50 dakika civarına çekildiği, ayrıca diğer mahkumlara aileleri ile görüntülü konuşma izni verilmesine rağmen kendilerine karşı ayrımcılık yapılması suretiyle görüntülü konuşma haklarının engellenildiği,
    • Yabancı uyruklu K.S ile yapılan görüşmede kendi ailesinin başka ülkeden kendisini ziyarete geldiklerini, ziyaret için sadece annesine ve kardeşine izin verildiğinin; Aynı zamanda eşi ile görüşmesine izin verilmediği,eşi ile görüşmesi için konsolosluk dahil tüm yasal mercilerden izin alınmasına rağmen yetkililerin tavrının hukuki olmadığı, ,ziyaret konusunda yaşanan aksaklıklara ilişkin dilekçe ile Patnos Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduğunu fakat herhangi olumlu bir dönüş almadığı dile getirilmiştir.
  • 8-MAHPUSLARINKULLANDIKLARI NEVRESİM VE YATAKLARININ DEĞİŞTİRİLMEMESİ
    • Bazı mahkûmların yataklarının ve nevresim takımlarının 6-7 yıldır değişmediği buna ilişkin taleplerin dikkate alınmadığı bilgisi edinilmiştir.
  • 9-ELEKTİRİK FATURALARININ TİCARETHANE BİRİM FİYATI ÜZERİNDEN KESİLMESİ
    • Mahpusların kaldığı koğuşlarda 1000 TL kadar ticarethane birim fiyatı üzerinden değerlendirilerek fatura kesildiği,
    • Koğuşlarda kullanılan eşyaların ise semaver, TV ve buzdolabı dışında herhangi bir teknolojik eşyanın olmamasına rağmen elektrik faturalarının çok yüksek geldiği aktarılmıştır.
  • 10-KANTİNDEKİ ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİN AZLIĞI, KALİTESİZLİĞİ ve FAHİŞ FİYATLARI
    • Mahpusların çoğu ihtiyaçlarını kantinde sağladıkları;ancak kantindeki ürün kalitesinin düşük olması ile beraber ürün çeşitliliğinin az olması ve aynı zamanda fahiş fiyatlarla satıldığı,
    • İlaveten mahpus aileleri tarafından getirilen tesbihlerinsahiplerine verilmemesi ile birlikte kantinden satın alınması gerektiğinin bildirildiği,
    • Aynı şekilde mahpusların iç çamaşırı ihtiyaçlarını kantinden sağlamak zorunda kaldıkları ve aileler tarafından getirilen iç çamaşırların hiçbir şekilde kabul edilmediği aktarılmıştır.
  • 11-KEYFİ DİSİPLİN SORUŞTURMALARININ BAŞLATILMASI
    • Mahpuslar hakkında ortada somut durumlar olmadığı halde keyfi disiplin soruşturmalarının başlatıldığı; örneğin yakın zamanda açık görüşte ailesi ile görüşen ağır yaşlılık derecesine sahip mahpus A. G.’ningözünün iyi görmemesi sebebiyle eşi görüşme esnasında kendisine gözlüğünü vermesi ve bu durumun tespiti olmasına o esnada müdahale edilmediği, A.G. nın koğuşa gelmesinin ardından odasında baskın yapılarak gözlüğü alınmış hakkında soruşturmanın başlatıldığı,
    • Soruşturma sonuçlanmadan ağır yaşlılık derecesine sahipmahpus A. G.’nin 3 gün boyunca tek kişilik hücrede kaldığı,soruşturmaya yapılan itiraz neticesinde savcılık tarafından KYOK verildikten sonra A.G’ninsavcılık kararı sonrasında normal koğuşuna alındığı,
    • Aynı çerçevede 25 yıldan fazla hükümlü olan mahkum olan R. A.nın son 5 yıldır 2 kişilik koğuşta tutulduğu,diğer mahkumlarla görüşmelerine izin verilmediği ve adeta tecrit uygulandığı,çeşitli hastalıklarının bulunduğunu ve işbu hastalıklar sebebiyle hastaneye sevk edilmemesi ile birlikte tedavilerinin yapılmaması, sürekli ağız kontrolü yapıldığını, kontrollerin çıplak el ile eldiven takılmadan gerçekleştirildiğini, dişlerinin zarar gördüğünü, ağız kontrolusulünün güvenlik önleminden ziyade işkence aracı olarak kullanıldığı aktarılmıştır.
  • 12-YEMEK
    • Cezaevi yönetimce verilen yemeklerin yenilemeyecek derecede kötü olduğuzamanlarda yemeklerin çok fazla veriliyor olunmasına karşın, iyi yemek verildiği zamanlarda çeyrek porsiyon oranında yemek verilmesi nedeniyle mahpusların doğru düzgün beslenemedikleri aktarılmıştır.
  • 13-SU SORUNU
    • 25 kişilik koğuşlarda 4 tane banyo kabini bulunduğu,mahpusların banyo yapmaları için iki günde bir 1 saat kadar sıcak su verildiği,
    • H.C’nin bulunmuş olduğu koğuşta 20 ye yakın mahpus olunmasına rağmen duş alınması amacıyla verilen sıcak suyun çok kısa süreliğine verildiği ve koğuşun yarısından fazlasının duş alamadan sıcak sularının kesildiği,
    • Sıcak su sorunun ortadan kaldırılması amacıyla kendilerine leğen yahut kova verilmesi halinde sıcak suyun kovalara doldurularak tüm mahkumların duş almalarının sağlanılabileceği taleplerinin idarece kabul edilmediği ve yeterince kova alınmasına engel olunduğundan dolayı sorunun bir türlü çözülemediği,
    • Hazır su uygulamasında ilk zamanlar her gün kendilerine su verildiğini fakat son haftalarda kendilerine iki günde bir su verildiğini, iki günde bir verilen su miktarının yaklaşık 2-3 litre arasında olduğu,
    • Yıkanma için kullanılan şebeke suyunun ise çok kirli olduğu,şebeke suyundan böcek, yonca, taş,çamur gibi birçok yabancı cismin bulunduğu aktarılmıştır.
  • 14-SEVK TALEPLERİNİN KABUL EDİLMEMESİ
    • Bazı mahpusların özelliklerine ailelerine yakın cezaevlerine sevk edilmek için talepte bulunmalarına rağmen dilekçeler değerlendirilmeden taleplerinin reddedildiği,
    • Sevk halinde ise insan haklarına aykırı bir şekilde ağız kontrolü yapıldığı, kontrollerin çıplak el ile eldiven takılmadan gerçekleştirildiği, dişlerinin zarar gördüğü, ağız kontrol usulünün güvenlik önleminden ziyade işkence aracı olarak kullanıldığı, sebeple de gayrı insani bir şekilde yapılan ağız içi kontrol uygulamasına maruz kalmamak amacıyla ağır durumda hasta olanların olmasına rağmen hastaneye gitmek istemedikleri, kaldı ki zaten doğru düzgü bir revir uygulamasının da olmadığı,
    • Tüm bu sıkıntılardan kaynaklı çok mahpusun ciddi ağız içi ve diş dökülme-çürüme problemi yaşadığı aktarılmıştır.
  • 15-DİLEKÇELERİN İŞLEME ALINMAMASI-DEĞERLENDİRİLMEMESİ
    • Cezaevi idaresine veya dışardaki kurumlara/mercilere gönderilen dilekçeler gerekli yerlere ulaşılmadığı, bu yönüyle olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuç alınmadığı,
    • Savcılığa gönderilen dilekçelere karşı hiçbir dönüş yapılmadığı, (İşbu aksaklığın cezaevi yetkililerinden ya da savcılıktan kaynaklandığı konusunda bilgi sahibi olma imkanlarının olmaması ayrıca vermiş olduğumuz dilekçelerin teslimi konusunda kuşku duydukları) aktarılmıştır.
  • 16-KİŞİ BAŞI 6 KİTABA İZİN VERİLMEKTE YAKIN ZAMANDA ARAMA YAPILMIŞTIR. EL YAZISI ÇALIŞMALAR, PC ÇIKTISI ÇALIŞMALARA VE KİTAPLARA EL KONULMASI
    • Mahpusların koğuş içerisinde kişi başına 6 kitaptan fazla kitap bulundurmalarına izin verilmediği,
    • En son yapılan keyfi koğuş araması neticesinde 400-450 kadar kitap, bilgisayar çıktısı yazılara, mahkûmların el yazısı ile yaptıkları çalışmalara el konulduğu,sonrasında talep edildiği halde iade bu kitapların iade edilmediği,
    • Ayrıca cezaevinin kütüphanesinden 15 günde bir sadece 2 kitabın alınabilmesine izin verildiği,

     

    • Bütün bunlarla beraber mahpusların kitap taleplerinin karşılanmadığı, kitap istedikleri zaman Patnos İlçe Kütüphanesinden gelen kitapların eski basım olduğu için okunamadığı aktarılmıştır.
  • 17-AYDA 3-4 KERE KEYFİ ARAMALARIN YAPILMASI
    • Koğuşlarda her ay 3-4 kere keyfi aramanın yapıldığı,
    • Aramalarda mahpuslarınkitap ve temizlik malzemelerine dahi el konulduğu,
    • Örneğin 25 kişilik koğuş içerisinde temizlik için bir fırça iki çekpazınbulunmasına izin verildiği,
    • Ayrıca mahpusların kullandığı diğer temizlik malzemelerine de el konulduğu aktarılmıştır.
  • 18-GÖRÜNÜTÜLÜ KONUŞMA VE SESLİ ARAMA HAKKININ VERİLMEMESİ
    • Adli suçlardan mahkûm olan kişilerin olduğu koğuşlarda mahkûmlara haftada bir saat görüntülü konuşma hakkı tanınmış olmasına rağmen örgüt suçlarınıntutulduğu koğuşlarda görüntülü aramanın yapılmadığı ve haftada sadece 10 dakika sesli konuşma hakkının tanındığı aktarılmıştır.
  • 19-DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMASI VE İNFAZ
  • Bazı mahpusların almış olduğu toplam cezanın infazının bir yılın altına düşmesine ve hiçbir disiplin cezasının olmamasına rağmen cezaevi gözlem kuruluna birer ay arayla yazılan dilekçeleri cevapsız bırakarak mahpuslara yönelik ayrımcılık yapıldığı ve mahpusların yaşamış oldukları bu belirsizlikten dolayı psikolojik sıkıntılar yaşadıkları,
  • Patnos L Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü kalan ve hali hazırda yakın zamanda infazını tamamlayan S.İ ile yapılan şifahi görüşmede kendisinin uzun süre Patnos L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kaldığını, infazına yaklaşık bir hafta kala kendisinin keyfiyettenbaşka bir cezaevine sevk edildiğini, bu durumun bilinçli yapıldığını ve ailesinin mağduriyetine sebep vereceği tarafımıza aktarılmıştır.

D- TESPİTLER VE ÖNERİLER

  1. Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; Baromuza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.
  2. Patnos L Tipi kapalı Cezaevinde şiddet ve provakatif eylemlere karışan ve mahpuslara işkence uygulayan personeller hakkında derhal etkin bir soruşturma yürütülerek gerekli ceza davalarının açılması ve sorumlular hakkında yargılamalar yapılarak bu konudaki süreç hassas bir biçimde yürütülmelidir.
  3. Raporda görüldüğü üzere mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve mahpuslar üzerindeki tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır. Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmuştur. AİHM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir
  4. İnsan hakları Avrupa Sözleşmesinin 3.maddesinde “Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı yahut onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz”denilerek işkence ve sair kötü muameleyi kısa ve öz biçimde yasaklamış, işkence ve sair kötü muamele yasağının kapsamını 1984 tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ndeki tanımın ışığında İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi içtihatlarıyla belirlemiştir. İHAS’nin 3.maddesi yukarıda da belirttiğimiz üzere, işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele ve ceza kavramlarına yer vermiştir. İşkence yasağı, insanlık dışı ve küçük düşürücü muameleleri de kapsayan üst kavramdır. Dolayısıyla yukarıda aktarılanlar çerçevesinde cezaevi yönetimi ve baş memurlar tarafından yapılan işkence ve kötü muameleye derhal son verilmelidir.
  5. Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşme hükümleri bu denli açık olmasına rağmen, sözleşme hükümlerine uyulmamakta ve hasta mahpusların Sağlık Hakları sistematik bir biçimde ihlal edilmektedir. Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi ulusal mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu ve tıbbi tedaviye ulaşmaimkanı kısıtlandığından yaşam hakkının açık ihlali olduğu açıktır. Bununla birlikte hapishane koşullarında hastaneye sevk işlemlerinin yapılmaması, geç yapılması, yapılmasına onur kırıcı uygulamalar (ağız içi araması, kelepçeli muayene vb) ile engel olunması, özellikle diş ve ağız sağlığı tedavisine ulaşımın birçok hapishanede mümkün olmaması yaşam hakkının kapsamında bulunan sağlık hakkına erişimin açık ihlali olduğu vurgulanmaktadır. Bu ihlallerden derhal vazgeçilmelidir.
  6. Mahpuslara Müdahaleye Dair Bileşmiş Milletler Asgari Standartlar Kuralları (Nelson Mandela Kuralları (Kural 24-27), Tıbbi Etik İlkeler (md. 1), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Cezaevi Kuralları Hakkında (2006)2 nolu Tavsiye Kararı (md. 40.3) gereği cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler, yasal statülerine bakılmaksızın, aynı kalite ve standartta, ülke genelinde mevcut, kapatılmamış olan kişilere sağlanan tıbbi bakıma eşit erişim hakkına sahiptir. Anayasanın “sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinin ilgili fıkraları “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” der. Anayasa’da da sosyal bir devlet olduğu belirtilen Türkiye Cumhuriyeti’nin, bilhassa sağlık hizmetlerinde özgürlüğünden alıkonulan bireylere de aynı nitelikte hizmet sunumunu sağlama yükümlülüğü vardır. Dolayısıyla; Patnos L tipi Ceza İnfaz mahpuslara derhal tıbbi bakım ve sağlıklı yaşama hakkını sağlamalıdır.
  7. Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır.
  8. Mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmaktadır. AİHM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir.
  9. Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara derhal son verilmeli, mahpuslara kitap kotası kaldırılmalı ve mahpusların haberleşme hakları bağlamında yasal olan dergi-gazete ve TV kanallarının mahpuslara verilmesi sağlanmalıdır.
  10. Koğuşlarda kullanılan eşyaların ise semaver, TV ve buzdolabı dışında herhangi bir teknolojik eşyanın olmamasına rağmen haksız bir biçimde gelen elektrik faturalarına hakkaniyetli bir düzenleme getirilmelidir.
  11. Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi, tedaviye ulaşmanın önündeki engeller, ulusal mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırı olup tıbbi tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından yaşam hakkı ihlaline yol açılmaktadır. Görüşmelerimiz sonucunda tespit edilen sağlığa erişim hakkı ihlallerinin ortadan kaldırılması için Adalet Bakanlığı, pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli, cezalarının infazının hapishane koşullarında sürdürülmesinin uygun olmayan mahpuslar yönünden alternatif yollar aranmalı ya da sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi/geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler yapılmalıdır.
  12. Hukuka aykırı olan Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idaresi ve baş memurların kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmektedir. Bu yönetmeliğin iptali ile hapishane gözlem kurullarının tamamen kaldırılmalı veya yetkilerinin kısıtlanmalı ve bu uygulamaya derhal son verilmelidir
  13. Cezaevinin önemli sorunlarından olan bir başka sorun ise beslenmeyle ilgili sıkıntılardır. Patnos L tipi Ceza İnfaz Kurumunda yemek çeşitlerinin zamanla azalması durumu itibariyle beslenmeden kaynaklanan sağlık sorunları yaşanmaktadır.
  14. Mahpusların hijyen koşullarına dikkat edilmeli, kişisel koruyucu malzemeler ile temizlik malzemelerinin kantinden ücreti karşılığında değil, ücretsiz erişimi sağlanmalıdır.
  15. Ceza İnfaz Kurumunun; Baro temsilcisi, hak örgütleri ve Cumhuriyet Savcılığından oluşan bir heyetle ziyaret edilmesi cezaevinin doğrudan gözlenmesi gerekmektedir.
  16. Kanunlarda değişiklik yapmakla sorunların çözülmediğini de belirtmek gerekir. Birçok hapishane personeli hala eski, klasik yönetim anlayışını sürdürüyor. Belli ki uluslararası standartlara uymakta zorlanan personel bulunmaktadır. İyileştirme programı kapsamında tutuklu ve hükümlülere yönelik sosyal-kültürel aktiviteler hazırlanırken, personelin de mesleki eğitimlerden geçmesi gerekmektedir.
  17. Patnos L tipi Ceza İnfaz Kurumu kütüphanesinde genel olarak mevcut kitapların güncellikten uzak olduğu anlaşılmaktadır. Eğitimin önemli bir parçası olan kütüphanelerin güncelleştirilerek işlevsel hale getirilmesi gerekiyor. Kitapların yanı sıra süreli yayınların da kütüphanelere temin edilmesinin farklı ilgi alanları olan bireylerin kendilerini geliştirmesine katkı sunacağı bilinmelidir.
  18. Mahpusların koğuş içerisinde kişi başına 6 kitaptan fazla kitap bulundurmalarına izin verilmediği ve yapılan koğuş aramaları neticesinde el konulan kitap, bilgisayar çıktısı yazılar, mahkûmların el yazısı ile yaptıkları çalışmalar derhal iade edilmelidir.
  19. İzleme Kurullarının elle tutulur bir faaliyetlerinin olmamasından dolayı İzleme Kurullarına üye seçim usullerinin ve seçiminin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir Ayrıca bu kurullar kesinlikle sivil olmak zorundadır. Kurul üyeleri STK temsilcilerinden oluşmalıdır.

 

 

AĞRI BAROSU CEZAEVİ VE İŞKENCE KOMİSYONU

10.04.2023

 

 

ETKİNLİK TAKVİMİ

21.11.2024
AV. SERDAR GÜNAKIN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.